Son  zamanlarda  vergi  kanunlarında  ve ihracat genelgelerinde önemli  değişiklikler yapıldı. Yapılan   değişikliklerin ne  anlama  geldiğini ve  işletmeleri ilgilendiren mühim boyutlarını bu  makalemizde  izah etmeye  çalışacağım. Önemli değişikliklerden  biri, 7338 sayılı yasa ile  yapılan ve iş hayatımızı etkileyecek olan  yeni  düzenlemelerin getirilmiş olmasıydı.

Bu yasa  ile  getirilen temel  değişiklikleri şu  şekilde  sıralamak  mümkün;

 

Basit Usul Mükelleflerinin Kazançları Gelir Vergisinden İstisna  Edildi:

Torba  Kanunun 1. maddesi ile  Basit Usule tabi olan Kazançlar Gelir Vergisinden istisna edilmiştir. Böylece,  Basit Usule  tabi  mükellefler, 2021 yılında  elde  etmiş oldukları gelirler de dahil olmak üz ere bundan sonra Gelir Vergisi Beyannamesi  vermeyeceklerdir. Zira, yeni yasa ile  Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin  kazançları, vergi  dışında  bırakılmıştır.

 

Dördüncü Dönem Geçici Vergi Beyannamesi Kaldırıldı:

Yapılan düzenleme ile   IV.Dönem Geçici Vergi Beyannamesi mali  hayatımızdan   çıkartılmıştır. Bilindiği üzere ,  Gelir Vergisi ve  Kurumlar Vergisi mükelleflerinin  bir  yılda  elde  ettikleri  kazançlar için;  üç  ayda  bir  olmak üzere toplamda dört adet  Geçici Vergi Beyannamesi veriliyordu. Yani,   vergilendirme  yılı,  toplamda   dört  çeyreğe  bölünmüştü ve  ayrıca  bu  dört  Geçici Vergi döneminin toplamını     ifade eden yıllık  beyanname   veriliyordu.

Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 nci maddesinde yapılan değişiklikle, 4. Geçici Vergi Dönemi Kaldırılmış, hesap döneminin(takvim yılının)  ilk dokuz ayı, üçer aylık periyodlar itibariyle geçici vergi dönemleri olarak belirlenmiştir. Böylece sadece ,  üç, altı ve dokuz aylık periyodlar geçici vergi dönemleri  olarak  dikkate alınacaktır. 

Yani, yılın son üç aylık dönemi ise geçici vergi dönemi kapsamından çıkartılmıştır. Zira,  zaten dördüncü  Geçici Vergi döneminden sonra  ayrıca  yıllık Gelir  veya Kurumlar Vergisi Beyannamesi  verilmekteydi.

Bu düzenleme ile; 1.1.2022 tarihinden itibaren 4.  Geçici vergi  beyannamesi  verilmeyecektir. Dolayısıyla 17 Şubat 2022 tarihinde   beyan edilecek olan  2021 yılının  4.  Dönem Geçici Vergi Beyannamesi   son kez  verilecektir.

 

Vergisini Düzenli Ödeyen Mükellefler İçin Vergi İndirimi Şartları Kolaylaştırıldı:

Yapılan değişiklik ile, vergisini  düzenli  ödeyen  mükelleflerin %5’lik  vergi indiriminden faydalanabilme şartları  kolaylaştırılmıştır. Bilindiği üzere,  vergisini  düzenli  ödeyen  mükellefler için yıl  sonunda  hesaplan Gelir ve Kurumlar Vergisi üzerinden %5’lik  bir  indirim hakkı sağlanmaktadır. Ancak,  bu  düzenlemenin yapıldığı ilk dönemlerde indirimden yararlanmanın  şartları  hayli zordu ve  nerdeyse  hiç  bir  mükellef, indirim için  belirlenen bu  şartları  sağlayamıyordu.  Bu %5 lik indirimin şartlarından yararlanabilmek için daha  önce ; indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda; beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyatın bulunmaması gerekiyordu. Yani mükellefin, son  üç  yıl  içinde  bir  vergi  incelemesi  sonucu  ceza  yememiş olması  icap ediyordu.

Konuya ilişkin değişiklik yapılarak ; tarhiyat yapılmaması şartı, tarhiyatın kesinleşmesi koşulana bağlanmıştır. Böylece, dava  ve  benzeri  nedenlerle mükellefe  kesilen cezalar kesinleşmediği  sürece  indirimden yararlanabilecektir. 

Yasal Düzenleme İle  “Yeniden Değerleme” Yapma  İmkanı Getirilmiştir:

 

Bilindiği üzere, Enflasyon Düzeltmesine  yönelik  yasal    imkanın sağlanması   ile birlikte ; 1.1.2004 tarihinden itibaren “Yeniden Değerleme” yapma  uygulaması  kaldırılmıştı. 

7338 Sayılı Yasayla yapılan  değişiklik ile Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin   tekrar yeniden değerleme  yapma imanı  sağlanmıştır.  Firmalar, amortismana tabi iktisadi kıymetlerini (sat-kirala-geri al işlemi yapılanlar hariç) ve bunlar üzerinden ayrılmış olan  amortismanları yeniden değerlemeye tabi tutabileceklerdir. 

Ancak  biz , öncelikle 7326 sayılı Af kanununu kapsamında; iktisadi kıymetlerin güncel  bedeline  getirilmesini ve daha  sonra sürekli  hale  gelen yeniden değerleme  uygulamasından yararlanmayı tavsiye  etmekteyiz.

 

İşletmelerin  Gün Esasına Göre Amortisman Ayırma İmkanı Sağlanmıştır: 

 

Yapılan değişiklikle, mükellefin istemesi halinde;  işletmeye yeni alınan iktisadi kıymetler için aktife girme tarihinden itibaren günlük esasa göre amortisman ayrılabilme imkanı sağlanmıştır.

Ancak, yıl veya gün hesabına göre amortisman ayırabilme yöntemlerinden biri ile amortisman hesaplanmasına başlandıktan sonra, hesaplama şekli değiştirilemeyecektir.

Ayrıca yapılan değişiklik ile  mükellefe,  Maliye Bakanlığının belirlemiş olduğu  faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere yeni amortisman süresi belirleme  hakkı sağlanmıştır. Ancak mükellefin  belirleyeceği bu süre , Maliye Bakanlığınca belirlenen sürenin iki katını ve elli yılı aşamaz. Mükellef tercihen  belirlemiş olduğu  amortisman süresi ve oranını  izleyen dönemlerde değiştiremeyecektir.

.

 Nakdi Sermaye Artırımı Uygulamasında Yurt Dışından Gelen Sermayeye %25 Daha Fazla İndirim İmkanı Sağlanmıştır.

 

Bakanlık, işletmelerin mali  bünyelerini  güçlendirmek için, borçlanmayı değil nakdi  sermaye  artışlarını  teşvik etmektedir. Bu  nedenle  de belirlenen  bir  formülasyon ile  her sene açıklanan  oranda  bir  vergi  avantajı  sağlanmaktadır.  Yapılan değişiklik ile nakdi  sermaye  artışından dolayı %50  olarak  belirlenmiş olan indirim oranı,  sermayenin yurt  dışından gelen  payları için %75 olarak  uygulanacaktır. 

Yani   nakdi  sermaye  artışının yurt  dışından  gelen sermaye  payları ile  sağlanması halinde %25 daha  fazla  vergi  indirimi   avantajı  sağlanmıştır.

 

Teşvikli Yatırımlarda, Yatırıma Katkı Tutarının %10’luk Kısmının ÖTV ve KDV Hariç, Diğer Vergi Borçlarından Mahsubuna İmkan Sağlanmıştır.

 

Bilindiği üzere Devlet, yapılan  yatırımları teşvik etmek  amacıyla, yatırıma  ilişkin harcama  tutarının bir oranı kadar; Mükelleflerden  Kurumlar  Vergisi almamakta ve  bu yolla da  bir  vergi  avantajı  sağlamaktadır.

Yapılan değişiklik ile ,yatırımın  vergi  teşviği  kapsamı genişletilerek; yatırım teşvik  belgesi  kapsamında gerçekleştirilen yatırımlardan dolayı belirlenen  yatırım katkı tutarının %10'luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, ÖTV ve KDV hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından  mahsup edilebilecektir.

Ancak,  yatırıma katkı  tutarının KDV ve ÖTV hariç  diğer  vergi  borçlarına mahsup  miktarı; Hesaplanan Yatırıma Katkı Tutarının %10’unu aşamayacaktır.

Bu değişiklik, hem  mevcut olan, hem de yeni alınacak   yatırım teşvik belgeleri kapsamında 1.1.2022 tarihinden itibaren yapılacak yatırım harcamalarını kapsamaktadır. Dolayısıyla,  1.1.2022 tarihinden önce  yapılan  harcamalar için  bahsedilen mahsup  imkanı  söz konusu değildir.

 

İnceleme Sırasında da  Pişmanlıkla Beyanname Verme İmkanı Sağlanmıştır.

Son düzenlemeden önce  mükelleflerin,  vergi incelemesi   sırasında pişmanlıkla  beyanname  verme imkanı  söz konusu değildi. Yeni  düzenleme ile  pişmanlıkla beyanname  vermenin şartları  esnetilmiştir.

Yapılan değişiklikle; Vergi İncelemesi ile  Takdir  komisyonuna  Sevkin Pişmanlıkla  Beyanname  vermeye  engel olabilmesi için;  Aynı  vergi  türü nedeniyle inceleniyor olması  veya  Takdir Komisyonuna  sevk edilmiş olması  gerekecektir.  Örnek  vermek  gerekirse, KDV den inceleme  geçiren  bir  mükellef, Kurumlar Vergisi için  pişmanlıkla  beyanname  verebilecektir. Veyahut, Gelir  vergisi Beyannamesi  vermemekten  dolayı Takdir Komisyonuna  sevk edilen bir  mükellef, KDV açısından pişmanlıkla  beyanname  verebilecektir.

Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezaları İçin Tarhiyat Öncesi  ve Tarhiyat Sonrası Uzlaşma İmkanı Getirilmiştir.

Bilindiği üzere,  2018 yılında  yapılan yasal değişiklik ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, Tarhiyat Öncesi Uzlaşma kapsamından çıkarılmıştır ve  ayrıca,  bu  cezalar zaten Tarhiyat Sonrası Uzlaşma Kapsamında  yer almamaktaydı. 

Yapılan değişikle, 5.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, tarhiyat öncesi  ve  tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamına alınmıştır. 

Elektronik Ortamda Vergi Dairesinin Kurulması İmkanı Sağlanmıştır.

Yeni düzenleme ile, fiziki ortamdan bağımsız olarak elektronik ortamda vergi dairesinin kurulması, vergi dairelerinin diğer vergi dairelerinin şubesi olarak belirlenmesi suretiyle mükelleflere hızlı ve etkin hizmet verilebilmesinin sağlanması, vergi dairesince yapılan işlemlerin elektronik ortamda kurulan vergi daireleri tarafından da yerine getirilmesini temin edecek düzenlemeler yapma konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

 

Mükelleflerin  elektronik  ortamda  defter  tutması, fatura vb belge  düzenleyebilmesinin ardından,  firmaların iş ve işlemlerinin daha  fazla  kayıt altına  alınması, hızlı takibi  ve  vergi  dairesi personel  maliyetlerinden tasarruf sağlanması amacıyla elektronik ortamda  vergi dairesi  kurulmasının da yasal  zemini  sağlanmıştır.

Bu  düzenleme ile  yakın bir  geçmişte “Elektronik  Vergi Dairesi” de  mali  hayatımızın içine  girmiş olacaktır.

 

 Vergi İncelemelerinin   Mükellefin İş Yerinde Değil, Dairede Yapılması Esas Haline Getirilmiştir. 

 

Daha  Önce Vergi incelemelerinin  mükellefin iş yerinde yapılması esas iken yapılan değişiklik ile, vergi incelemelerinin müfettişin  çalıştığı dairede yürütülmesi esas haline  getirilmiştir. Ancak  iş yerinin  müsait olması ve  mükellefin talebi halinde; inceleme  mükellefin işyerinde de yapılabilecektir. 

 

Vergi İncelemesi, İncelemeye Başlama Tutanağı ile Değil  “Yazılı Bildirim” ile Başlayacaktır.

 

Değişiklikten önce vergi  incelemesi, mükellef ile birlikte imzalanan incelemeye başlama tutanağı ile  start almaktaydı.

 Vergi Usul Kanununun 140 ıncı maddesinde yapılan değişiklikle, incelemeye tutanak düzenlenerek başlanılmayacak, bunun yerine mükellefe yapılacak “yazılı bildirim” ile inceleme  başlamış olacaktır.

 

Elektronik Vergi Dairesinden sonra,  inceleme  prosedürlerinde yapılan değişikliklerle  de,  vergi  incelemelerinin,  elektronik ortamda ve mükellefin ancak  daha  sonra  haberdar olabileceği  bir  sürece girdiğini  belirtmek isterim. Bu  yeni  dönemde, işletme  kayıtlarının daha düzgün ve her an incelenecekmiş gibi kontrol edilmesini, bu  manada  profesyonel  destek alınmasını  tavsiye  etmekteyiz.

 

Diğer Taraftan, 3 Ocak 2022 Tarihinde Yayınlanan  İhracat Genelgesine Dair  Uygulama Talimatına İstinaden, Bir Takım Değişiklikler Yapılmış, Bu  Değişikliklere Bağlı Olarak İhracat Bedellerinin %25’nin Bankaya Bozdurulması Mecburiyeti  Getirilmiştir.

 

 

İhracat Bedelinin  %25’ni Bozdurmaya Yönelik Uygulamanın Yürürlük Tarihi:

Talimatın 7. Maddesinde bu Uygulamanın,  03.01.2022 tarihinde yürürlüğe girdiği  belirtilmiş olduğu için , söz  konusu düzenleme, yayınlandığı gün itibariyle   yürürlüğe girmiş  bulunmaktadır. Dolayısıyla 3 Ocak 2022 tarihinden itibaren, İhracat Bedeli Kabul Belgesine  veya Döviz Alım Belgesine bağlanan ihracat  bedelleri için bu  uygulama  başlamıştır.

 

 

 

Döviz Bozdurma Uygulamasının Kapsamı:

Uygulama, İhracat Bedeli Kabul Belgesine  veya Döviz Alım Belgesine bağlanan ihracat  bedellerini  kapsamakta olup, bu  çerçevede  gelen ihracat  bedelinin %25’inin ilgili  Bankaya  satılması yani, TL’ye  çevrilmesi gerekmektedir. İşlemi  yapan  Banka ,  tüm  müşterilerinin  bozdurduğu dövizi gün sonunda toplu  bir  şekilde Merkez Bankasına  aktaracaktır.

 

Uygulamanın Kapsadığı Döviz Kurları:

Uygulama, sadece ABD Doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsinden gelen ihracat bedellerini kapsamaktadır. Zira, Talimatın 5. maddesinde; “ İhracat genelgesine göre ABD doları, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden İBKB(İhracat Bedeli Kabul Belgesi) veya DAB’a (Döviz Alım Belgesine) bağlanan ihracat bedeli dövizler bu Uygulama Talimatı kapsamındadır.” hükmüne  yer  verilmiştir. Dolayısıyla, TL veyahut yukarıda  belirtilen para  birimleri dışındaki  bir  ihracat  bedelinin bu  kapsamda  değerlendirilmesi mümkün değildir.

Döviz Satışına  Esas Alınacak Kur:

Talimatın 3. Maddesinde  tanımlar kısmında   İşlem Kuru: Merkez Bankası tarafından saat 10:00, 11:00, 12:00, 13:00, 14:00 ve 15:00’de ilan edilen ve İBKB veya DAB’a bağlanan ihracat bedeli dövizin Türk lirasına çevrildiği saat itibarıyla en son açıklanmış olan döviz alış kurunu ifade eder denilmiştir. Dolayısıyla ihracat  bedellerinin satışı,  yukarıda  açıklanan en son saatteki döviz  alış kuru üzerinden  gerçekleştirilecektir.

Konuya İlişkin Değerlendirmemiz:

İhracat Bedellerinin yurda  getirilmesinin istisna  olduğu, dolayısıyla İhracat Bedeli Kabul Belgesi  veya Döviz Alım Belgesine  bağlanması  mecburiyeti olmayan 29 ülkeden gelen ihracat  bedelleri ile ihracat  bedellerinin getirilmesi  konusunda %50 istisna  sağlanan ülkelerden gelen ve  istisnaya  isabet eden ihracat  bedellerinin  yukarıda   belirtilen talimat kapsamında bozdurulmasına  gerek olmadığını değerlendirmekteyiz.

Keza, yukarıda  yaptığımız açıklamalar kapsamında, ABD Doları, Euro ve İngiliz Sterlini dışındaki bir  ihracat bedelinin bu  talimat  kapsamında bozdurulmasının zorunlu olmadığını  değerlendirmekteyiz. 

Öte yandan, yürürlüğe giren  söz konusu talimat,  müstakilen yayımlanan bir  mevzuat  hükmü olmayıp, ihracat genelgesinin EK 1.maddesi kapsamında  yayınlanmıştır. Dolayısıyla  söz konusu genelge, ihracat  bedelinin başka  bir  döviz  cinsinden yapılmasına  müsaade etmektedir. Bu  nedenledir ki;  Euro, ABD Doları veyahut İngiliz Sterlini cinsinden açılan ihracat  beyannamesine ilişkin bedelin,  başka  bir  para  birimi cinsinden yurda gelmesi halinde  %25’nin bozdurulmasının zorunlu olmayacağını değerlendirmekteyiz.

 

Faydalı olması dileğiyle…

Mehmet DEMİR

Yeminli Mali Müşavir