Ülkemizin ve kentimizin son dönemde yaşadıklarını, yazılı ve görsel tüm iletişim kanallarında izledik ve izliyoruz. Yanı başımızda yaşıyoruz. Derinden hissettiğimiz üzüntü ve acı düşündürücü. Tüm evlerde Behçet Necatigil’in şiirinde olduğu gibi bunca çocuk, bunca erkek, bunca kadın, gözyaşlarıyla besleniyor.

Kadınlarımız, en çok da yüreğine kor ateşi düşen, için için yanan “Milletin Anası” olan kadınlarımız…

Ulu Önder Atatürk “Kadınlarımızın her millette olduğu gibi, bizim milletimiz için de ne kadar yüksek önemi olduğunu söylemeye gerek yoktur. Bizim milletimizde kadın, eskiden bu önemi, gerçekten en yüksek derecede kazanmıştır. Büyük atalarımız ve onların anaları, tarihin, olayların tanıklığıyla kanıtlamıştır ki, cidden yüksek erdemler göstermişlerdir. Burada birçok noktalardan sayabileceğimiz o erdemlerin en büyüğü ve en önemlisi, değerli evlâtlar yetiştirmeleriydi. Gerçekten, Türk milletinin bütün dünyada, yalnız Asya’da değil Avrupa’da dahi büyük ezici kudret göstermiş olması, çok parlak hareketler yapmış bulunması, hep öyle değerli anaların erdemli evlâtlar yetiştirmesi ve daha beşikten çocuklarının ruhuna mertlik ve erdem aşılaması sayesinde idi. Şunu söylemek istiyorum ki, kadınlarımızın genel görevlerde üzerlerine düşen paylardan başka kendileri için en önemli, en hayırlı, en erdemli bir görevleri de iyi anne olmaktır. Zaman ilerledikçe, bilim geliştikçe, uygarlık dev adımlarıyla yürüdükçe, yaşamın, yüzyılın bugünkü gereklerine göre evlât yetiştirmenin güçlüklerini biliyoruz. Anaların, bugünkü evlâtlarına vereceği eğitim eski dönemlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için, gerekli özellikler taşıyan evlât yetiştirmek, evlâtlarını bugünkü yaşam için faal bir unsur haline koymak, pek çok yüksek özelliği kişiliklerinde taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız, hattâ erkeklerden daha çok aydın, daha çok verimli, daha fazla bilgili olmak zorundadırlar. Eğer gerçekten milletin anası olmak istiyorlarsa böyle olmalıdırlar.(*)

Diyerek, her ahval ve şeraitte kadının önemine değinmiştir. Kadınlarımız, önce kendini eğiterek, sonra ülküsü olan, ülkesini seven evlatlar yetiştirerek, ülkemizin milletimizin egemenliğinin sonsuza kadar sürmesi için “ilk öğretici, sonsuz öğretmen” misyonunu yerine getirmelidir.

Ben kadınlarımızın yarınımızın teminatı olduğuna ve fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştireceklerine, Yurt’ta barışı Dünya’da barışı sağlayacaklarına inanıyorum.

 

(1928/Atatürk’ün S.D. II, s. 151-152)