Sıra dışı kişiliği, kendine özgü tasarım anlayışını sorduk. Gaziantep’ten Almanya’ya tasarım ihraç eden başarısı öyküsü, dünyada sayılı kadın iç mimar olarak cami tasarlayışını kendisinden dinledik..

-İç Mimar olarak dekorasyonda işler yapıyorsunuz peki sizin genel olarak çizginiz nedir?

Eğer bir konut bir yuva bir yaşanılacak mekan yapıyorsam orada kesinlikle kullanıcının yani evin sahibinin tarzı çok önemli benim için. Şunu diretmiyorum illa benim tarzım olacak bu olmalı diye bir şey yok. Çünkü orada siz yaşıyorsunuz, sizin tarzınız olmalı sizden parçalar olmalı. Ben mimar olarak doğruya yönlendiriyorum.

Onların duygularını ihtiyaçlarını, hislerini 3 boyutlu çizimi aktarıp bunun uygulamasını yapıyorum.Fakat bu bir işyeri olursa burada ne sizin tarzınız ne benim tarzım önemli değil burada önemli olan hangi işi yaptığımız, hedef kitlemiz ve hedef kitlemizin tarzı. Onların ihtiyaçları onların mekanda görmek istediği renkler, dokular, hisler çok önemli bu bilgiler doğrultusunda tasarımı tarzı ve yerleştirmeleri yapıyorum.

Mimarla çalışmanın zorluk tarafı da budur yada mimarın en önemli dikkat etmesi gereken nokta bu. Konutta ve bir insanın bir kişinin bir ailenin hayatına müdahale ediyorsun hayatına müdahale ederken onun hayatının doğrultusunda müdahale yapmak lazım. Dediğim gibi iş yerlerinde hedef kitlesi çok önemli. Hedef kitlesini baz almalıyız. O dönemki moda, renk vs. değil hedef kitlesinin yaşı istekleri tarzı ona göre bir tasarım yapıyorum.

 

-Peki sizin yaptığınız bir cami projeniz var. Bir kadın olarak camiye dokundunuz bu nasıl bir duygu?

Evet bu çok gurur verici bir olay bu güne kadar kadın eli değmiş cami çok azınlıkta, onların arasında olmak gurur verici. Bu benim Adıyaman’daki sürekli bir müşterim. Bunların bir çok idari binasını evlerini vs. yapmıştım. Kendi annelerinin adına yapmak istedikleri bir camiydi. İlk başta çok şaşırdım ama şu an böyle bir projenin içerisinde yer almanın da gururunu yaşıyorum. Bir mimarın, hele ki bir kadın mimarın, mimarlık hayatı boyunca cami projesi denk gelmesi ve yapması herhalde çok azınlıktadır diye düşünüyorum.

-Gaziantep gibi bir marka şehirden iç mimar olarak Gaziantep’ten Almanya’ya bir projeyi ihraç ettiğinizi biliyoruz. Bu konun hikayesi nedir?

Evet bu da enteresan bir durum Gaziantep’ten Berlin’e tasarım ihraç ediyoruz genel olarak adı böyle orada bir otel zinciri var. Onun ilk halkasını yapıyorum onun tasarımlarını yapıyorum. Berlin’de Merika Otel. İlk o iş geldiğinde de şaşırmıştım. Gaziantep’ten Berlin’e gitmek olabilir mi acaba diye şuan  oldu ve devamı da geliyor. İlerliyoruz inşallah 2. 3. Otellerimizi açacağız. Bu da benim mimarlık hayatımda bana çok şey kattı. Özellikle de Almanların bir projeye nasıl teknik baktıkları beni her anlamda besledi. Yani her bir müşteri mimara bir şeyler öğretiyor. Çok çeşitli işlerde çok çeşitli yönlerini geliştiriyor insanın. Bu anlamda da kendimi çok şanslı hissediyorum. Böyle bir iş yapmaktan da çok keyif alıyorum.

-Çalışma sisteminiz nedir?

Öncelikle işin tasarımını yapıyorum çizim aşamasında 3 boyutlu görsellerini oluşturuyorum. Ortaya çıkacak şeyi aylar  öncesinden gösteriyorum ve hissettiriyorum. Burada okeyleştikten sonra uygulamanın takibini yapıyorum. Benim projem realitede gerçekten birebir uygulanıyor mu? Yanlış giden bir yön var mı? Malzeme seçimleri doğru yapılıyor mu? Projemden aksamadan dışına çıkmadan bu konuda devam ettiriyorum uygulamanın takibini yapıyorum.

-Bir iç mimar nasıl olmalı?

Bir iç mimar bir kere iletişimi çok iyi olmalı ve karşıdaki kişinin müşterisinin ne demek istediğini çok iyi anlamalı. Başıma bir olay gelmişti. İlk zamanlar bir müşterime nasıl bir tarz istiyorsun dedim. Modern bir tarz istiyorum dedi. Kendisine bunu gösterebilir misiniz? Modern nedir? Tamamen oymalı bir fotoğraf gösterdi. Dedim bu mu modern? Evet benim modernim bu dedi. Benim modernimle onun moderni arasında bir fark var. Demek ki sözde söyledikleri ile kast ettikleri farklı. Bunu üzerinde ben NLP eğitimleri aldım, NLP İletişim projeleri yani sözü söylerken arkasında ne demek istiyor gerçekten bunu anlamak en önemlisi bu. Orada bir şeyden bahsediyor ‘’Ben rahat relax bir ortam istiyorum’’ ama gerçekten relax senin relaxınmı onun relaxımı karşıyı çok iyi anlamak lazım. Çünkü biz kullanıcının ne demek istediğini anlayıp bunu çizime aktarıp oradan sonrada hayata geçiriyoruz. Eğer burada onu çok iyi anlarsan iyi aktarırsın sonuçta çok iyi olur. Önemli olan bu karşıyı çok iyi anlamak.

Röportajın devamı için dergiyi okumak ve abone olmak için tıklayın..