Kendisi bizlere hukuki süreçte taraflara büyük kolaylıklar sağlayarak hem vatandaşların hem mahkemelerin işini kolaylaştıran İhtiyari arabuluculuk ve dava şartı arabuluculuk konuları üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Tarafların arabuluculuk sistemi üzerine merak ettiği tüm detayların anlatıldığı röportajımızda Arabulucu Av. Yılmaz Atay, arabuluculuk sisteminden faydalanmak isteyen vatandaşlara da önemli tavsiyelerde bulundu.

Son dönemin gündem konularından biri olan ve hukukta önemli rahatlama süreci oluşturan arabuluculuk nedir ve sağladığı faydalardan bize bahsedebilir misiniz?

Taraflar arasında bir hukuki uyuşmazlık meydana geldiğinde, geleneksel olarak başvurulan yöntem, uyuşmazlığın mahkemeler ve icra daireleri eliyle yürütülen yargı yoluyla çözülmesidir. Gelişmekte olan ülkelerde, yargı sistemlerinin olumsuz yönlerine alternatif olarak uyuşmazlık çözüm yöntemleri geliştirilmekte ve her geçen gün artarak uygulanmaktadır.

irçok yönden avantajları olan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri arasında tahkim, arabuluculuk ve uzlaşma yöntemleri ön plana çıkmaktadır. Arabuluculuk en genel anlatımla, zaman ve maliyet açısından oldukça zahmetli olan yargı yoluna başvurmak istemeyen tarafların aralarındaki uyuşmazlığı çözmek için başvurdukları bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (“6325 sayılı Kanun”) tanımına göre, belirli teknikler uygulayarak tarafların görüşmesinin ve müzakere edilmesinin sağlandığı, tarafların birbirlerini anlamaları ve bu şekilde uyuşmazlığı çözüme kavuşturma imkanının tanındığı, mümkün olmadığı takdirde ise bağımsız ve tarafsız bir kişi (arabulucu) tarafından çözüm önerisi getirilebilen ve ihtiyari olarak yürütülen bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde uygulaması yaygınlaşan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri arasında arabuluculuk faaliyeti ihtiyari ve zorunlu (dava şartı) arabuluculuk olarak ikiye ayrılmaktadır.

İhtiyari arabuluculuk ne demektir?

6325 sayılı Kanun’un tanımından anlaşıldığı üzere, hukuk sistemimizde arabuluculuk kural olarak ihtiyari (isteğe bağlı) olarak başvurulabilen bir yöntem olarak öngörülmüştür. İhtiyari olarak başvurulabilen bir yol olmasına karşın, kişiler arasında doğabilecek her uyuşmazlığın arabuluculuk yöntemi ile çözülebilmesi mümkün değildir. Kanun koyucu, arabuluculuğa elverişli konuları yalnızca tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıkları ile sınırlandırmıştır. Türk hukuk sisteminde re’sen araştırma ilkesinin hakim olduğu genellikle kamu düzenini yakından ilgilendiren uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurulması mümkün değildir. Bu kapsamda tahmin edileceği üzere ceza davaları (uzlaşma müessesesi hükümleri saklı kalmak üzere), idare hukuku kapsamında tam yargı ve iptal davaları, iş hukukunda hizmet tespit davaları, aile hukukunda babalık davaları ve nüfus kayıt düzeltme davaları, kişilik haklarını koruyan davalar, aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalara örnek verilebilir.

Röportajın devamını okumak ve abone olmak için tıklayın..