Çikolata devi Şölen’in Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Çoban bu sayımızın kapak konuğu oldu.

Çikolata devi Şölen’in Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Çoban bu sayımızın kapak konuğu oldu. 120 ülkeye ihracatı ile dünyada ciddi bir pazar payına hitap eden markanın ileriye dönük hedeflerini ve aile şirketlerinde kurumsallaşmanın başarı örneği olan hikayesini Sn. Çoban’dan dinledik. Başarının hiçbir zaman tesadüf olmadığını, Ar-Ge, kalite ve inovasyona yapılan yatırımla mümkün olacağını vurgulayan markanın Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Çoban ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız sizlerle.

İsmail Çoban’ın bir günü nasıl geçer?

Şölen, geniş bir ekip ve güçlü bir kurumsal yapıya sahip. Her bir çalışan, kendi alanında uzman. Bir iş gününde işimizi daha ileri nasıl taşırız diye bir araya geliyoruz. Değişen iş dünyasının gereklilikleri ve dijitalleşmenin etkisiyle stratejik kararlar için Yönetim Kurulu tarafından yapılan toplantıları sıkça gerçekleştiriyoruz. Bu toplantılar, şirketin geleceğini şekillendirmede alınan kararlar için önem taşıyor. Bir yandan günün büyük bölümünü iş ile geçirirken ailemle de zaman geçirmek benim için çok kıymetli. Bu anlamda işim ve ailem arasında dengeli bir yaşam sürdürmeye çalışıyorum.

Şölen’in Gaziantep’ten dünyaya açılış sürecinden bahseder misiniz?

Şölen, Gaziantep’te 1989 yılında 50 kişilik bir ekiple günlük 10 ton üretim kapasitesi olan 2 bin metrekarelik bir alanda kuruldu. 1991 yılında Türki Devletlere yaptığımız ihracatla, şirketimiz büyük bir ivme kazandı. 1998 yılından itibaren krizlerin de yönlendirdiği ekonomik dengelerle denizaşırı ülkelere açılmaya başladık. Ürün çeşitliliğimizin artmasıyla birlikte 2001 yılında aralarında Dubai, Lübnan, Suudi Arabistan, Fransa, Kanada, Çin gibi ülkelerin de bulunduğu 66 ülkeye ihracatımızı genişlettik. 2005 yılında Gaziantep’te ikinci fabrikamızı açmamızla birlikte kapasitemizi de artırdık. 2007 yılında Turquality Programı’na katıldık.

2009 yılında bir atılım daha yaparak İstanbul Silivri’deki fabrikamızı faaliyete geçirdik ve burada kek, bisküvi çeşitlerimizi üretmeye başladık. İstanbul fabrikamızda Biscolata başta olmak üzere birçok ses getiren markayı yarattık. 2012 yılında Turquality Programı’na ikinci kez seçildik. Şu anda programın üçüncü döneminde yer alan nadir markalardan biriyiz. Halen, İstanbul’daki tesisin yanı sıra Türkiye’nin Çikolata Fabrikası olarak adlandırdığımız, Şölen’in Türkiye ekonomisine ve sektörüne kazandırdığı büyük bir değer olan Gaziantep tesisimizde de üretimimize devam ediyoruz. Değerlerimizi koruyarak yenilikçi bakış açımızla bu günlere getirdiğimiz Şölen’i geleceğe taşımak amacıyla büyük bir titizlikle çalışmayı sürdürüyoruz.

-Pazardaki konumunuz hakkında bilgi verebilir misiniz? Başarınızı neye borçlusunuz?

Markalarımız olan Biscolata, Boombastic, Lokkum, Luppo, Milango, Nutymax, Ozmo, Papita sadece Türkiye’de değil, dünya çapında da tüketicilerin sevdiği ödüller almış markalar. 

Kategori bazında baktığımızda, toplam atıştırmalık pazarında en büyük 3 oyuncusundan biriyiz. Ozmo ile çocuk çikolatası segmentinin lider markasıyız. Luppo kendi kategorisinde 2. marka konumunda. Dolgulu bisküvi pazarında 3. markayız. Bayramlık ve ikramlık kategorisinin en büyük oyuncularından biriyiz.

Türkiye’deki ve tabii dünyadaki başarımız tesadüf değil. Bunu kesintisiz şekilde Ar-Ge ve gıda güvenliğine, kaliteye, inovasyona yaptığımız yatırımlara borçluyuz. Şölen, Türkiye gıda sektöründe tek tüzel kişilikte ve 2 farklı lokasyonda Ar-Ge merkezine sahip ilk kuruluş. Kendi sektöründe Ar-Ge’ye en fazla kaynak ayıran firmalardan biri olma özelliğine sahibiz. Tesisimizdeki 2 bin metrekarelik, yeni ürünlerin geliştirildiği Ar-Ge merkezinde 60’ı aşkın kişi istihdam ediyoruz. 10 faydalı model başvurusu, 13 Avrupa Patent Başvurusu, 20 Uluslararası Patent Başvurusu ve 35 Ulusal Patent Başvurumuz bulunuyor.  Patent ve faydalı model sayımızı her geçen gün artırırken, bu doğrultuda, her yıl yeni teknolojilere yatırım yapmaya devam ediyoruz. Türkiye’nin Patent Raporu, “Patent Şampiyonu Firmalar” listesinde 7’nci, çikolata, şekerleme ve unlu mamuller kategorisinde ise liste başıyız.

Global bir marka olarak, teknolojiyi ve müşteri ihtiyaç ve beklentilerini çok yakından takip ediyoruz. Ürünlerimizi lezzetinin yanı sıra kalite açısından da tüketicilerin aklında kalacak, onların ilgisini çekecek unsurlarla donatıyoruz.

-Şölen’in ilk kurulduğu yıllarda hedefinizde bir dünya markası olmak var mıydı?

Şölen olarak, ihracatla büyüme hedefiyle yola çıkmış bir şirketiz. Bu nedenle gıda güvenliği, kalite, markalaşma ve dijitalleşme hep odağımızda oldu. Rekabette her zaman en gelişmiş pazarları hedefledik, markalarımızın küresel çapta başarısına odaklandık. DNA’mızda taşıdığımız genç unsurlarla marka yaratmaya olan heyecanımız ve yaptığımız işe karşı tutkumuz ilk günkü gibi devam ediyor. Yenilikçi, modern, cesur ve daima ilklere imza atan bir şirket olarak, Ar-Ge’ye ve teknolojiye sürekli yatırım yapıyor, kazandıklarımızı toplum ve ülkemiz için katma değer yaratan projelere dönüştürüyoruz.

Halen Amazon.com’da Biscolata markamızın ürün gamını tüketicilere sunuyoruz. Bir Türk markasını Amerika pazarına taşımamız ve tüketicilerden takdir görmesi bizleri ayrıca gururlandırıyor. Tüketici değerlendirmelerinde 25.000 adet yorum ve beğenide 5 üzerinden 4,5 yıldız aldı. Biscolata, Amerika’nın en ünlü gazetelerinden today.com’da “Top Cookie” seçildi. Lidl’ın, kendi sektörümüzde Türkiye’den tek uluslararası tedarikçi firmasıyız. Biscolata ve Luppo ürünlerimiz Avrupa’da tüm Lidl’larda, Papita ve Ozmo ürünlerimiz ise tüm Biedronka’ların raflarında yer aldı. Mevcut ve yeni markalarımızla global arenada başarılarımıza her gün yenilerini eklemeye devam ediyoruz.

-Genç girişimcilerimize tavsiyeleriniz nelerdir?

Genç girişimcilere öncelikle dünyayı yakından takip etmelerini ve yeni fikirleri hayata geçirme konusunda cesur olmalarını, denemekten ve hatta hata yapmaktan korkmamalarını öneriyorum. Bunun için öncelikle eğitimlerine önem vermeliler. Ancak okurken dahi iyi bir network geliştirmeleri, mentorluk almaları, startup hikayelerini okuyarak, izleyerek deneyimlerden çıkarımlar yapmaları çok yararlı olacaktır. 

Gaziantep’te Türkiye ve dünyaya üretim yapan birçok firma var ve hala genel merkezleri Gaziantep’te bulunmakta. Şölen ve İsmail Çoban olarak İstanbul’a gitme fikri sizde nasıl oluştu?

Bizim ana üretim yerimiz hep Gaziantep oldu. Dünyada ve Türkiye’de tüketicilerimizin beğendiği, sevdiği markalarımızı Gaziantep ve Silivri tesislerimizde üretiyoruz. Gaziantep’teki tesisimizi şimdi yeni bir ek yatırımla daha da büyütüyoruz. Dünyanın dört bir yanıyla iletişimi kolaylaştırmak adına İstanbul’da yönetim ofislerimiz bulunuyor.

-Şölen’in üretim kapasitesi, Türkiye ve yurt dışı piyasasında pazar payını bizlerle paylaşır mısınız?

Endüstri 4.0 donanımı ve ileri teknolojisiyle dünyanın sayılı tesisleri arasında yer alan Gaziantep ve İstanbul’daki tesislerimizde yıllık 330 bin ton kapasiteyle üretim gerçekleştiriyoruz. Şu anda tam kapasite ile çalışıyoruz. 2023’te kısmen ve 2024 yılında tamamen faaliyete geçmesini planladığımız yeni tesisimizi de 3 yılda 100 milyon Euro’luk yatırımla hayata geçireceğiz. Yaklaşık 500 kişilik yeni istihdam planlıyoruz. Bu tesis bize 90 bin metrekare yani yaklaşık 13 futbol sahası büyüklüğünde yeni kapalı alan kazandıracak. Gaziantep’teki toplam üretim merkezimiz yüzde 70 büyümüş olacak.

Şölen olarak, bugün tüm dünya ülkelerine ihracat yapabilir konumdayız. 200 çeşit ürünümüzü 120 ülkede tüketicilerimizle buluşturuyoruz. Yakın coğrafya, Arap Yarımadası, Türki Cumhuriyetler, Avrupa, Belçika ve Amerika’da en yüksek paya sahibiz. En çok çikolata ihraç eden firmalardan biriyiz. Toplam tonajımızın yüzde 60’ını ihracat oluşturuyor. Çikolata denince ilk akla gelen Belçika’ya Türkiye’den yapılan ihracatın yüzde 60’ını Şölen yapıyor. Kakao ülkesi Kolombiya’ya çikolata ihracatının yüzde 55’ini yine Şölen yapıyor. Bilhassa Avrupa ve Amerika’da çikolatanın ve çikolatalı ürünlerin daha çok tüketildiği, kalite ve gıda güvenliliğinin çok önemli olduğu kritik pazarlarda büyümemizi sürdüreceğiz. 

-İleriye dönük hedefleriniz nelerdir?

Şölen olarak, tüm alanlarda çift haneli olarak koyduğumuz büyüme hedeflerine ulaşabilmek için cesaretle yeniliklere imza atmaya devam edeceğiz. Şirketimizi karlı büyütürken, farklı coğrafyalarda emin adımlarla büyümemizi sürdürmek istiyoruz. Yeni inovatif ürünlerle global pazarlarda gücümüzü daha da arttırmak istiyoruz. Dünyanın sayılı atıştırmalık şirketlerinden birisi olma yolunda ilerlemeye devam edeceğiz. 

Rakamlarla ifade etmem gerekirse, 2023’de 2022’ye göre dolar bazında yurt  içi ve yurt dışı satışta yaklaşık yüzde 30 büyümeyi hedefliyoruz. Yıl sonu ciro hedefimiz 470 milyon USD. 2023’de geçen yıla göre, tüm marka yatırımlarını iki katına çıkaracağız. 

Yeni ürün ve eklenen yeni lezzetler olmak üzere 17 yeni ürün lansmanı planlıyoruz. Yılı, ihracatta büyüme hedefimiz olan 310 milyon USD’nin üzerinde kapatmayı planlıyoruz.