Gaziantep’in her konuda olduğu gibi yenilikçi yatırımlar, üretim ve istihdamın yanı sıra ihracatta da adeta kendisiyle yarıştığını belirten Başkan Gülle, Türkiye’nin ihracat hedefi olan 200 milyar dolar hedefine emin adımlarla yürüdüklerini belirtti. Kapsamlı röportajımız sizlerle..

 

Pandemi kaynaklı küresel daralma sürecinde Türkiye ihracatındaki tarihi rekorları nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

İhracatımız pandeminin ilk şokunu üstünden attıktan sonra hızlı bir toparlanma sürecine girdi. Türk ihracatçıları güvenli tedarikçi kimliği pandemi döneminde öne çıktı. Son 7 ayda 6 tane aylık ihracat rekoruna ulaşmış olduk.Geçen yılın son çeyreğinde ihracatımız 50 milyar doları geçmişti. Bu yılın ilk çeyreğinde de 50 milyar doları geçtik.Mayıs ayı ihracatımızla beraber, Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ocak-mayıs dönemi ihracatını da gerçekleştirmiş olduk. Son 12 ayda 193 milyar 267 milyon dolar ihracat gerçekleştirerek, yıllık ihracat hedefimiz olan 184 milyar doların üzerinde bir seviyeye eriştik. İnşallah, emin adımlarla yürüdüğümüz 200 milyar dolarlara hep birlikte ulaşacağız. Pandemi sonrası kaydedilen bu başarı, ihracatımızın geleceği adına ümitlerimizi büyük oranda artırdı. Mayısta Türk bayrağını 214 ülke ve bölgede dalgalandırmayı başaran ihracatçı ailesi, 175 ülkeye ihracatını artırdı.

 

Bu artış en çok hangi sektörlerde ve neden yaşandı?

 

Yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi, beklentilerin de üzerinde bir performansla yüzde 7 büyüdü. Bu büyümeye, ihracattaki ve sanayi üretimindeki artışlar öncülük etti. Net ihracatın ilk çeyrekte büyümeye katkısı  yüzde 1,1 seviyesinde oldu. Mayıs ayı ihracatını baz alırsak bir önceki yılın aynı ayına göre, 25 sektörümüzün ihracatını artırdığını görüyoruz. Çelik sektörümüz ise, 1 milyar 745 milyon dolarlık ihracatla, tarihinin en yüksek aylık ihracat performansına imza attı. Mayısta 2 milyar 131 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Kimyevi Maddeler ve Mamulleri sektörümüz liderliğe yükselirken, 1 milyar 882 milyon dolara ulaşan Otomotiv sektörümüz ikinci, 1 milyar 745 milyon dolara ulaşan Çelik sektörümüz ise üçüncü oldu.Mayıs ayında en güçlü artış performansına imza atan sektörler; yüzde 134 artışla 136 milyon dolara ulaşan Gemi ve Yat sektörü; yüzde 114 artışla 1 milyar 745 milyon dolara ulaşan Çelik; yüzde 113 artışla 490 milyon dolara ulaşan Mücevher sektörleri oldu. Mayıs ayında Türk ihracatçısı, ülke bayrağını 214 ülke ve bölgede dalgalandırmayı başardı. 175 ülkeye ihracatımızı artırma başarısı gösterdik. Mayısta ihracatçılarımızın en çok ihracat gerçekleştirdiği ilk 3 ülke; 1 milyar 405 milyon dolarla Almanya, 1 milyar 149 milyon dolarla ABD ve 1 milyar 105 milyon dolarla Birleşik Krallık oldu.

 

hracatımızı tutar bazında en çok artırdığımız ülkeler ise; 545 milyon dolarlık artışla Birleşik Krallık, 486 milyon dolarlık artışla Almanya ve 450 milyon dolarlık artışla İspanya oldu. Türkiye’nin coğrafi konumu tabii ki doğal bir fırsat. Küresel ticarette yeni trendleri ele alırsak , yakından ticaretin öneminin artacağını düşünüyoruz. Türkiye 4 saatlik uçuş mesafesi ile 1,6 milyar nüfusu olan 30 trilyon dolarlık pazara ulaşabilmektedir. Ülkemiz; üretim-yoğun merkezlerin, talep-yoğun merkezlerin ve hammadde yönüyle zengin bölgelerin kavşak noktasında bulunuyor. Bu doğal fırsatlarımızı gelişen altyapımız ile daha iyi değerlendirebileceğimizi görüyoruz. Ülkemizin tedarik güvenliği eğilimi kapsamında potansiyel ülke olarak öne çıkması, emisyon sınırlamaları kapsamında gelişen yakından tedarik eğilimi içinde Avrupa pazarına yakınlık avantajı, bölgeselleşme eğilimi içinde Avrupa için en güçlü potansiyel tedarikçi olması, AB pazarı için gümrük birliği ile sağlanan vergi avantajı ile yüksek navlun fiyatları karşısında yakından tedarikte Avrupa için en önemli potansiyel ülke olması avantajlarımızdır.

 

Pandemi, tüm iş yapış şekillerini derinden etkiledi. Tekstil başta olmak üzere sektörler bu dönemi nasıl geçiriyor?

 

Pandemi nedeniyle zorluklar yaşamamıza rağmen, bugün ulaştığımız ihracat rakamı, ihracat ailesinin değişen koşullara uyum kabiliyetini ve hedeflere ulaşmadaki güçlü iradesini ortaya koymaktadır. Biliyoruz ki, ihracat ülkemizin güvencesidir. Küresel tedarik zincirlerinde pandemi ile hızlanan yeniden yapılanma sürecinin faydalarını gördük. Ülkemiz küresel tedarik yapılarındaki değişimden en çok yararlanabilecek ülkeler içinde yer almaktadır. Nitekim Türkiye’nin üretim ve ihracatta alt yapıya ve rekabet avantajlarına sahip olduğu çok sayıda sektörde tedarik değişimlerinin yüksek olması beklenmektedir. Örneğin Tekstil ve Hammaddeleri sektörünü baz alırsak, bu sektörümüz pandemiden en çok etkilenen sektörlerden biri olmasına rağmen, 2020 yılında 7 milyar 286 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Sektörümüzün Ocak-Mayıs dönemindeki ihracatı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 53,9 artışla 3 milyar 968 milyon dolara ulaştı. Bu rakamlardan görüyoruz ki Tekstil sektörümüz, güçlü birikimleriyle pandeminin olumsuz etkisini üzerinden atmış durumda. Özellikle nisanda 9 sektörümüz ise, tarihlerinin en yüksek aylık ihracat performansına imza attı. Bu sektörler; Kimyevi Maddeler ve Mamulleri, Elektrik – Elektronik, Tekstil ve Hammaddeleri, Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri, İklimlendirme Sanayii, Madencilik Ürünleri, Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri, Halı ile Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller oldu.

 

Dövizdeki dalgalanmalar ihracat sürecini uzun dönem de nasıl etkileyecek ?

 

Sağlıklı bir kur sisteminin ihracatımız için vazgeçilmezi konumda. Şu ana kadar hükümetimizin, Merkez Bankamızın uygulamış olduğu kararlar çerçevesinde kurun bir istikrar seviyesinde giderek belli bir seviyede tutulması ve piyasa tarafından belirlenmesi de doğru. Bu ihracatçılara kaybettirmedi ve ihracat hedefine katkı sağlıyor. Her zaman kurların yüksek veya düşük olmasında ziyade, kur istikrarının önemini vurguluyoruz.

Röportajın devamını okumak ve abone olmak için linke tıklayınız